22 05 2012
Müslümanlar peygamber efendilerinin cephede kahramanlıklarından bolca söz ederler. Gerçek dışı, kulaktan kulağa bilgilerle peygamberlerinin üstün cesaret hadiselerini dinlerler. Oysa madalyonun ters yüzüne, yanı kulaktan kulağa bilgilere değil, İslam kaynaklarına baktığımızda iş değişir.
Muhammed Kuran'da bir çok kere Allah tarafından korunacağını söylemiştir;
Maide 67. Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun.Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.
Enfal 30. Hani kafirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da (Mekke'den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Bununla kalmayıp Muhammed ayrıca müridlerininde Allah tarafından korunacağını söylereyek her koşulda müridlerinden şuursuz ve pervasız bir şekilde savaşmalarını istemiştir;
Avf bin Haris Allah Rasulünün yanına koşarak şöyle dedi:
Ey Allahın Rasulü Allahı güldürecek kadar Onun hoşuna gidecek amel nedir? söyler misin?
zırhsız ve ve kalkansız düşman saflarına dalıp iman gücüyle cesurca savaşanın amelidir...
Avf zırhını çıkardı ve delicesine meydana koştu....öldürülünceye kadar birçok düşmanı öldürdü...
(Ibn Ishak, Siretu Rasulillah, 445)))
Müridlerinden zırhsız bir şekilde savaşmalarını ve hatta ölmelerini bekleyen Muhammed efendi bakınız Allah tarafından korunacağı halde ne gibi bir tedbir almaktadır;
"Bu arada Peygamber Efendimiz, tedbir babında, zırhının üzerine ikinci bir zırh, takkesinin üzerine ise miğfer giydi." Tabakât, 2/39
Muhammed savaş anında her zaman için cephenin en arkasında süvarileri tarafından koruma altına alınmıştır. Fakat Uhud'da müsrikler müslümanlara akılcı bir strateji ile yandan saldırmış ve Muhammed bir anda kendini müsriklerin arasında bulmuştu. Allah'in melekleri ortadan kaybolmuş, Muhammed yanında bulunan koruyucu askerlerinin eline baka kalmıştı.
Muhammed kendi canının derdinde, hem topuğu dört nala başarak dağa doğru kaçıyor ve hemde yanında bulunan koruyucu askerlere kendisini korumaları için cennet vaadlerinde bulunuyordu;
Müşrikler Uhud gününde peygamberi ablukaya aldılar. Hz. Peygamber'in yanında ensardan yedi, Kureyş'ten de bir kişi vardı. Peygamber,
Bunları bizden kim uzaklaştırırsa o cennette benim arkadaşımdır! dedi. Ensardan bir kişi şehid düşünceye kadar onlarla savaştı. Onlar tekrar peygamberi ablukaya aldılar. Peygamber,
Kim bunları bizden uzaklaştırırsa, o cennette benim arkadaşımdır! dedi. (İmam Ahmed, Enesden)
Cebrail hala ortalıkta yok.. Muhammed atılan taşlardan bir hayli darbe alır. Hatta taşlardan biri Muhammed'in miğferine isabet eder ve dişinin kırılmasına neden ölür. Havada uçan taşı Cebrail görür fakat tam yakalayacak iken elinden kaçırmış olmalı. Dişini kıran taşın neden Cebrail tarafından havada yakalanmadığına şaşan Muhammed, ayrıca bir çok müslümanın Uhud'da şehit düşmesi üzerine cesetlerin harp meydanında bırakılmasını istemiş ve cesetlerin Medine'ye götürülmesini istememiştir. Uhud'da Allah tarafından korundukları halde bir çok ceset veren Muhammed, Medineli halk karşısında güvenirliliğini yitirebilirdi.
Uhudda yaşanılan hayalkırıklığından sonra Muhammed efendi alır eline kalemi, başlar Uhud savaşı hakkında bahaneler üretmeye;
Al-i Imran 140. Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.)Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.
Üstteki ayetten açıkça belli oluyor ki, Allah'ın kıçı kırık Arapların içinden iman edenleri ayırt edebilmesi için onları savaştırması, kötü günler göstermesi lazım. Aksi halde Allah iman edenlerin kim olduğunu bilemiyor.
Bedir'de kazanılan savaş Cebrail ve cebrailin tayfasının yardımı ile gerçekleşmişti.. Uhud'da ise durum farklı. Suçlu her zamanki gibi müslümanlar. Bakınız Muhammed müslümanları nasıl suçlamaktadır;
Al- Imran 153. Peygamber, arkanızdan sizi çağırırken siz durmadan dağa yukarı kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size keder üstüne keder verdi ki, (bu durumlara alışasınız ve daha sonra) elinizden gidene, ve başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Tabi Şeytan boş durur mu? Muhammed her zamanki gibi Şeytana'da kalayı basmıştır;
Al-i Imran 155. İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip kaçanları, şeytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
Narsisist kişiler insanları kandırmakta uzmandırlar. Hitler II. Dünya savaşında koca Almanya'nin beynini yıkamıştır. Hitler'ın etkisinde kalan beyaz ırkçılarını günümüzde halen görmekteyiz. Muhammed'de narsisist bir kişi olduğu için insan psikolojisini çok iyi bilen ve kişileri sürekli korkuyu kullanarak kandıran bir liderdi. Muhammed ve Muhammed'ın egosu Allah hiç bir zaman mesuliyet kabul etmez, suçlular her halükarda müminler olurdu. Bu psikoloji günümüz müslümanlarını halen etkilemektedir. Bakınız müslümanlar bilim ve teknolojide gelişememiş olmalarını, islam dünyasının kafirlerin gerisinde kalmasının nedeni olarak "islam'i tam olarak uygulayamadıklarını" örnek gösterirler. Zaten bunun aksini düşünen bir müslüman Muhammed'in kölesi olmaktan vazgeçmiş demektir. Durum ne olursa olsun, İslam dinini geri kalmışlıklarının nedeni olarak göremezler.
Muhammed bu olaylardan sonra artık kendi güvenini sağlayabilmek için her türlü tedbiri almıştır. Kendi güvenliği için her türlü tedbiri almıştır. Kendi güvenliği için camiye bile silahlarla girilmesine izin vermiştir.
Nisa 102. (Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar.Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekat kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. İnkar edenler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah inkarcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Kimbilir günümüzde kaç cami cihad için cephanelik görevi yapmakta..
İşte Allah'in sevgi ve barış dini ve bu masala inanan sapık beyinliler..
|
Hoşgeldiniz...
