22 05 2012
"Ayna, Ayna.... söyle bana..
Bu dünyadaki en mükemmel kişi kim?
Tabiki sensin Muhammed!
Allah'im, ben ne kadar mükemmelim!"
Narsisist kişinin kendisine hayranlık duyulmasına ihtiyacı vardır. O, hayalı dünyasında bir daire çizer ve dairenin ortasında kendisinin olduğuna inanır. Kendisine hayranlık duyan kişileri bu dairenin içine alır ve yağcılık yapmaya teşvik eder. Bu dairenin dışında kalanlar ise o'nun düşmanıdır.
Narsisistik Kişilik Bozukluğu dalında dünyaca ünlü Prof. Dr. Sam Vaknin şöyle yazmaktadır. Yazıların orjinali Ingilizce olup, çevirisi şahsıma aittir;
"Narsisist kişi kültün göbek noktasında bir tarikat lideri gibidir. Diğer tarikat liderleri gibi eşinden, çocuklarından, akrabalarından, arkadaşlarından ve çevresindekiler tarafından itaat edilmek ister. Müridleri tarafından pohpohlanmaya ve özel muamele görmeye kendisini yetkili görür. Kafasının dikine giden ve sürüden ayrılan koyunları cezalandırır. Kendi belirli hedefleri ve öğretileri doğrultusunda disiplin sağlar. Ne kadar başarısız olursa, hükmü bir o kadar zorlayıcı ve beyin-yıkama metodu da bir o kadar yaygın bir hal alır." [1]
Üstte Profesör'un dile getirdiği paragrafi, Muhammed'in aynası olan Ku'ran ayetleri ile örnekleyelim;
Al-i İmran
(32) De ki: "Allah'a ve Peygamber'e itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.
Nisa
(89) Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.
Profesör'un yazısına devam ediyorum;
"Narsisist kişi müridlerine eziyet çektiklerini söyler. Onların gözlerinde düşmanlar yaratır. Mitolojik hikayelerden bahseder. Küçümsendiğinde ise vahiysel senaryolar üretir."[2]
Yine ayetleri ile örnekleyelim;
Al-i İmran
(111) Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler.
Furkan
(31) Biz, işte böyle, her peygamber için suçlulardan birdüşman yarattık.
Araf
(62) "Ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum ve size nasihat ediyorum. Sizin bilmediğiniz şeyleri de Allah tarafından gelen vahiy ile biliyorum."
Profesör şöyle devam ediyor;
"Narsisist kişi yanılmaz, üstün kabiliyetli, herşeyi bilen ve herşeye gücü yeten bir kişi olduğunu iddia eder. Kanıtı olmayan iddialarını doğru göstermek için yalan söyler. Müritleri tarafından korkulmayı, hayran kalınmayı, pohpohlanmayı ve ilginin sürekli kendisinin üzerinde olmasını ister. Gerçekleri kendi fantezi dünyasına uygun bir şekilde yeniden tanımlar."[3]
Bakınız profesör'un anlattıkları Muhammed'e yine nasıl birebir uymaktadır;
Ta Ha
(52) Rabbim yanılmaz ve unutmaz."
Bakara
(253) İşte peygamberler! Biz onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık.
Al-i İmran
(29) De ki: "İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir."
Narsisist kişiler müridlerini üstte verdiğim örneklerde görüldüğü gibi kontrol altına almak isterler.. Her narsisist kişinin kendisine göre bir hedefi ve davası vardır. Guyana'da 900 kişinin ölümüne neden olan narsisist Jim Jones'un davası "Sosyal adalet", Hitler'in ki ise "Nasyonel Sosyalizmdi". Hitler kendisinin üstün bir varlık olduğunu açıkça dile getirmemiş, fakat bunu "Aryan" ırkının üstün olduğunu empoze etmeye çalışarak yapmıştı. Muhammed'de tıpkı Hitler gibi kendisine itaat edilmesini direk olarak beyan etmemiş, bunu Allah'ın emrettiğini iddia ederek bu şekilde kişilere empoze etmeye çalışmıştı. Stalin'in davası ise "Komünizmdi". O'da tıpkı Muhammed gibi kendisi ile hemfikir olmayanların öldürülmesini emretmiştir.
Kuran'in bir ayetinde Muhammed çorap kuklası olan Allah'ının ağzına şu kelimeleri sokuyor;
Enfal 1. (Ey Muhammed!) Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: "Ganimetler Allah'a ve Resûlüne aittir. O halde, eğer mü'minler iseniz Allah'a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin."
Muhammed'in çorap kuklası Allah'in bedevi Araplardan çalıntı ganimetlere ihtiyacı olmadığına göre ganimetler elbette Allah'in proksisi Muhammed'in cebine iniyordu. Kimse Allah'i görüp işitemediği için yine itaat edilen tek kişi Muhammed oluyordu. Allah Muhammed'in hüküm sürmesi için gerekli olan tek şeydi. Fakat insanları kontrol edebilmesi için tabiki bu insanların Allah'tan korkması gerekiyordu. Müslümanlar günümüzde bile Muhammed'in hayali Allah'ından tır tir korkarlar. Müslümanlar Muhammed'in uydurduğu Allah'tan korkmasalardı, Muhammed ne onca insanın "düşman" diye ölümüne neden olabilirdi, ne insanlardan çalınan ganimetlere el koyabilirdi, ne de insanların birbirlerinden bu derece nefret etmelerini sağlayabilirdi.
Muhammed ölüm döşeğinde iken akrabalarına boş durmamalarını, düşmanlarına karşı sürekli amansız bir şekilde savaşmalarını öğütlemiştir. Hitler'de 51 yaşlarında iken sol elinde bir rahatsızlık hissetmişti. Çoğu zaman elini saklamak için cebine yada paltosunun içine sokardı. Hastalığı dahada vahim duruma geldiğinde halkın içine çıkmaktan çekinmiştir. Hastalığı iyice kötüden kötüye giden Hitler son yıllarında etrafa daha büyük bir azim ve istekle saldırıyor, adeta zaman ile yarışıyordu. Narsisistler arkalarında bir kalit bırakmak isterler. Muhammed'in kalıtı ise İslamdi. Kişiler o öldükten sonra bile onu hatırlayacak, bedeni ölse bile ismi hiç bir zaman ölmeyecekti. Narsisistler ölümü hazmedemezler.
İslam bir din değildir. İslam bir din işe, o halde Nazizm, Satanizm Komünizm'in de birer din olarak kabullenmeleri gerekir. Şayet dinleri iyiliği öğreten, insanları aydınlatan ve dünyaya "barış" getiren bir felsefe olarak düşünüyor isek, İslam'in bir din değil, koca bir fiyasko olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Narsisist kişi için önemli olan tek şey hüküm sahibi olmaktır. Saygı duyulmayı, meşhur olmayı ve ihmal edilmememiş olmayı isterler. Bir elçi ya da dava adamı olmak ve bu yolla insanlardan ilgi görmek en büyük arzularıdir. Dava ve ideolojinin aslında bir önemi yoktur. Dava zaten narsisistin emellerine ulaşabilmesi ve hüküm sahibi olabilmesi için bir mazerettir. Uydurma bir Tanrı icat eder ve kendilerini bu davanın yegane temsilcisi olarak sunarlar.
Allah, Muhammed'in insanları aldatabilmesi için en uygun araçtı. O'nun sayesinde müridleri üzerinde mutlak otorite sahibi ve efendileri olmayı başarmıştı. Sınırsız güç sahibi, korkutucu ve bir o kadarda affedici bir Allah ve O'nun kulları olan tüm insanlar arasındaki kilit adamdı Muhammed.
Prof. Dr. Vaknin, "Tanrı aşkına" adli makalesinde narsisizim ve din konusunu şu şekilde açıklamaktadır ;
Tanrı, narsisistin olmak istediği herşeydir. Her şeyi bilen, mutlak güç sahibi, her zaman her yerde var olan, hayranlık duyulan, kendisi hakkında sürekli söz edilen ve saygıyla karışık korku hissettiren olmak isterler. Tanrı, narsisist'in tüm rüyası ve fantezisidir. Lakin Tanrı sadece bununla kalmayıp, narsisist'in başka işlerine de yaramaktadır.
Narsisist, Tanrı'yi sevdiğini ve O'nun izinde olduğunu yapar gibi görünür. Bu kandırmaca kendisine otorite kazandırdığı için sürekli bu rolü oynar. Rahipler, cemaat liderleri, vaizler, evangelistler, kültistler, politikacılar ve entellektüel kişilerde sözde Tanrı ile aralarında olan yakın ilişkiden bu yolla çıkar sağlamaktadırlar.
Dini yoldan kazanılan otorite sonucu narsisist kişi sadistik arzularını açık ve hür bir şekilde uygulayabilmektedir. Dini yoldan otorite sahibi olmuş narsisist kişiler değişken ve ahlaksız hükümlerini uygulayabilmek için itaatkar ve soru sormayan köleler ararlar. Hiç bir tehlike teşkil etmeyen dini görüşleri bile kin dolu bir hiyerarşiye dönüştürebilirler. Kendilerine yem olarak saf ve kolay aldanan kişileri seçerler.
Dini otorite narsisist'in "Narsisistik ihtiyaçlarını" koruma altına alır. Müridleri ve etrafındaki kişiler sadık ve sabit bir şekilde onların "narşisistik ihtiyaçlarını" karşılayan kişilere dönüştürülürler. Emirlerine itaatkar, ihtar ve uyarıları dikkate alan, öğretilerin izinde olan, kişiliğine hayranlık duyan, kişisel özelliklerini alkışlayan, ihtiyaçlarını karşılayan, önünde saygı ile eğilen ve tapan kişilere dönüştürülürler.
Narsisist kişi Tanrı'nın emirlerine uyan, O'nu seven, itaat eden, karşı koyamayan, onunla konuşan bir kişi olarak kendiside Tanrı oluverir. Düşmanı ne kadar fazla olursa kendisini o kadar büyük hisseder. Narsisist kişi Tanrısını da kendisi gibi narsisist bir Tanrıya dönüştürür. Tanrı narsisist'ın en etken ihtiyaç kaynağıdir. Başkalarına boyun eğdirmek için karşı konulamaz Tanrısı ile kişisel ilişki içinde olduğunu beyan eder.
"Tanri Askina - Narsisistler ve Din", Dr. Sam Vaknin
Narsisist kişiler acımasızdır, fakat aptal değildirler. İnsanlara ne tür acı çektirdiklerinin farkındadırlar. İnsanların acı çekmesi narsisist'e güç sahibi olduğunu hatırlattığı için bu durumdan memnun olur. Narsisist kişi Tanrı olmanın her dakikasının tadını çıkarır. Kimi ödüllendirip kimi cezalandıracağının ve kimi öldürüp kimi yaşatacağının kararını verme yetkisine sahip oldukları her ani zevkle yaşarlar.
|
Hoşgeldiniz...
